Okulun İlk Günü
O sabah çiftlikte başka bir heyecan vardı. Güneş pırıl pırıldı ve hava da tam olması gerektiği gibiydi. Aslında bu heyecan bir önceki akşamdan başlamıştı. Herkes erkenden yatağına gitmiş, heyecandan uyuyamamışlardı! Bu heyecanın sebebi okuldu! Çiftlikteki bütün hayvanlar çiftlikteki okula başlayacaklardı. Daha önce hiç biri okula gitmemişti ve çok merak ediyorlardı. “Acaba nasıl bir yer?” diye vakladı ördek Vakida. “Ben biliyorum! Çok korkunç bir yermiş” diye mö’ledi Emöli. “Hiç sanmıyorum, çok güzel bir yer bence.” diye kişneyerek fikrini söyledi Meri. Aralarında en büyükleri fil Eliza’ydı. O daha önce bir kere okula gitmişti ama sonra yaşadıkları yerden taşınıp bu çiftliğe gelmeleri gerekmişti. “Okul harika bir yer! Bizim gibi bir sürü çocuk var, bolca oyuncak ve çok tatlı öğretmenler var! Herkes birbiriyle oyun oynuyor, derste yeni şeyler öğreniyor ve çok güzel yemekler yiyor orda.” Vakida “Yaa? Öyle bir yer mi gerçekten?” diye meraklandı. Emöli “Ben çok korkuyorum, ya beni kimse sevmezse? Ya öğretmenlerim çok kötü kalpliyse? Ya oyuncaklardan birini yanlışlıkla kırarsam?” diye endişelendi. “Hadi ama Emöli, böyle düşünürsen hiç eğlenemezsin okulda. Hem biz de orada olacağız. Bence bir şans vermelisin. Eminim sen de Eliza’nın haklı olduğunu göreceksin” diye kişnedi Meri. “Ben gidiyorum gelen var mı?” diye vakladı Vakida. Bütün hayvanlar da “Been!” diye bağırdılar. Emöli de kısık sesle söyledi, hala endişeliydi ve biraz korkuyordu. Herkesin peşine takıldı ve okula gitti. Öğretmeni onu sevgiyle karşıladı. Kucakladı ve “Okula hoş geldin Emöli, ben sizin öğretmeninizim. Bütün bir yılı birlikte geçireceğiz.” dedi. Emöli öğretmenini ilk görüşte çok sevdi, hemen gülülmsedi. Sınıfa gittiklerinde onun gibi bir sürü başka hayvan olduğunu gördi. Minik bir domuzcuk, küçük bir ördek, 3 tane tavuk ve 2 tane de kuzu vardı. Sınıfa girer girmez herkes Emöli’ye “merhaba” dedi. Emöli sınıf arkadaşlarını da çok sevdi ve o gün hiç unutamayacağı bir gün geçirdi. Eve geldiğinde annesine okulda yaptıklarını teker teker anlattı ve akşam yemeğinden hemen sonra ertesi gün olsun diye hızlıca yatağına yattı ve mışıl mışıl uyudu. Çiftlikte bir gün daha böyle bitti.